Biga İlçesi Kemer Köyü sınırları içerisinde yer alan Parion Antik Kentinde, Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cevat BAŞARAN başkanlığında, Yrd. Doç. Dr. Ali Yalçın TAVUKÇU, Yrd. Doç. Dr. Vedat KELEŞ, Arş. Gör. Zerrin AYDIN TAVUKÇU, Arş. Gör. Akın TEMÜR, Arş. Gör. Hasan Ertuğ ERGÜRER ve Arş. Gör. Hasan KASAPOĞLU ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Dr. Veysel TOLUN ve Arş. Gör. Yunus Levent EKİNCİ’nin katılımıyla, 17.07.2006 tarihinde başlayan arkeolojik kazılara 2006 kazı programına göre başlanmıştır. Öncelikli olarak kazı kampı kurulmuş, ardından 17.07.2006 günü, geçen yıl kazılarına başlanan Parion güney nekropolündeki kazı alanının ot temizleme çalışmaları ile tiyatronun bitki örtüsünün temizlenmesi çalışmaları başlamıştır. 14.08.2006 tarihinde sona eren çalışmalarda İkisi Yüksek Lisans, yirmi beşi Lisans olmak üzere 27 işçi-öğrenci görev almış ve kazılar antik kentin dört ayrı alanında gerçekleştirilmiştir.

NEKROPOL

Parion Güney Nekropolü’nde ortaya çıkan mezarların adlandırılmasında önceki yıl kullanılan açma adları, mezar kodları ve numaralarının devam ettirildiği 2006 sezonu çalışmaları, öncelikli olarak yeni açılan D4d açması ve F3a açmasında başlamıştır. Daha sonra, önceki yıl çalışılan açmaların temizlenmesinden sonra E5b açmasındaki, daha önce AM 2 diye adlandırılan, fakat bir “Lahit Plaformu” olduğu sonradan anlaşılan alt yapının kuzeyinde, –230 cm. kota kadar inilmiştir (Çizim: 1 ).

D4d açması: Yaklaşık -200 cm. kotuna kadar inilmiş ve toplam 14 mezar ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan 11’i kiremit mezar, 1’i ahşap tabut mezar, 2’si ise taş sandık mezardır.

D4d açmasının batı kesiti içerisinde, kuzeydoğu-güneybatı yönünde, 175×48 cm. ölçülerinde, dışbükey semerdam tipinde olan M79 mezarında inhumasyon gömü uygulanmış ve üzeri 79×47 cm. ölçülerinde ikişer plaka ile kapatılmıştır. Mezarın içerisinden 1 pişmiş toprak lagynos, 1 pişmiş toprak iğ gövdeli unguentarium, 1 uzun boyunlu cam unguentarium, 1 korozyonlu sikke ve 1 bronz ayna ele geçmiştir.

D4d açmasının kuzey batı köşesinde, kuzeydoğu güneybatı yönünde, bir kısmı D4b açmasında yer alan M70 mezarı yüzeye yakın olduğundan –50 cm. kotta aşırı tahrip olmuştur. Yaklaşık 150×45 cm. ölçülerindeki mezar, dışbükey semerdam tipinde olup; inhumasyon gömüye sahiptir. Mezardan 2 pişmiş toprak unguentarium, 1 korozyonlu sikke, 1 bronz ayna, kırık cam parçaları ve birkaç demir çivi ele geçmiştir.

Açmanın güney kısmında, -65 cm. kotunda, etrafında 8 demir çivi bulunan M71, güneybatı-kuzeydoğu yönünde yer alan bir ahşap tabut mezardır. İnhumasyon gömünün uygulandığı M 71 mezarında de 1 cam bardağa ait parçalar, şamdan tipli açık yeşil 1 cam unguentarium, 1 pişmiş toprak kandil ve iskeletin ağzından korozyonlu 1 bakır sikke ele geçmiştir.

D4d açmasının kuzeybatısında yer alan, dışbükey semerdam tipindeki M72 kuzeydoğu-güneybatı yönünde – 80 cm. kotunda, yaklaşık 170×50 cm. ölçülerindedir. Mezar kaplama kiremitlerinin iç kısmından 2 şişe dipli pişmiş toprak unguentarium, 1 lagynos, 1 tek kulplu kap, 1 kapaklı-kulplu bronz ayna, 1 korozyonlu bronz sikke, küçük 1 ebruli cam tabak ele geçmiştir.

Mezarın güney ucundaki kaplama plakasının dışından da 1 kemik kaşık, 1 kemik saç iğnesi ve bir cam bardağa ait parçalar ile eklemeli zincirler ve bunlara tutturulmuş demir halkalar, bunların devamı niteliğinde zincir parçaları ve küçük bir demir kilit ile küçük demir raptiyeler ele geçmiştir (Resim: 1 ). Ele geçen bu malzeme ahşap bir sandığa ait kilit sistemi olmalıdır.

Aynı açmanın kuzey kesiti içerisinde yer alan, dışbükey semerdam tipinde ve 180×45 cm. ölçülerindeki M88 mezarı, -145 cm. kotunda ortaya çıkarılmıştır. Kremasyon gömünün uygulandığı mezarda yaklaşık 15 cm. kalınlıkta bir tabaka oluşturan yanık katmanı içerisinde kömür ve çalı parçalarının varlığı gözlenmiştir. Mezarın içerisinde ele geçen buluntular iki katman halindedir. Alt katmanda yakma işleminden önce mezara bırakıldıkları tahmin edilen 4 pişmiş toprak unguentarium, üst katmanda ise yakma işleminden sonra bırakılan, biri kırık, 2 pişmiş toprak kandil, 1 pişmiş toprak unguentarium ve 1 lekythos bulunmuştur. Bu kandillerden, biri üzerinde oturan balıkçı figürü izlenirken; kandilin içerisinden uç kısmında küçük bir fitil parçası korunan fitil iğnesi ele geçmiştir.

Dışbükey semerdam tipindeki M84 mezarı E4c’deki taş döşeli yolun batıya doğru devam eden kısmı üzerindedir. Yanık kütüklerin bulunduğu mezar tabanı –110 cm. kotundadır ve gömü çukurunun tabana doğru daraldığı anlaşılmaktadır. Kremasyon gömünün uygulandığı mezarda ceset yakıldıktan sonra kemikler ortaya doğru toplanmış ve mezar plakaları kapatılarak üzeri toprakla örtülmüş olmalıdır. Mezardan 4 pişmiş toprak unguentarium, 1 tek kulplu pişmiş toprak kap, 1 şişe dipli cam unguentarium, 1 kırık pişmiş toprak lekythos, kırık 1 oinokhoe, üzeri çiçek rozet bezeli 1 pişmiş toprak kandil ve üzerinde Nike betimi olan kırık 1 pişmiş toprak kandil ele geçmiş; bu kandil sonradan restore edilmiştir.

D4d açmasının kuzeydoğu kısmındaki kesitte yer alan dışbükey semerdam tipindeki M80 mezarının, 2005-2006 kış sezonunda kaçak olarak açıldığı tespit edilmiştir. 180×60 cm. ölçülerinde ve -150 cm. kotunda yer alan, kremasyon gömü uygulanmış mezarda, 2 ayrı gömünün yapıldığı ve daha alt seviyedeki birinci mezarın düz mezar plakalarının kırılıp iç kısma çökertilerek M80’in tabanını oluşturduğu saptanmıştır.

M80 mezarının kaplama plakalarının üst kısmında birleşme yerleri harçla sıvanmıştır. Mezar içerisinden 3 konik ayaklı-iğ gövdeli unguentarium, 1 tek kulplu kap, 1 pişmiş toprak kandil, kırık durumda 1 cam unguentarium ve 1 cam bardak ele geçmiştir.

M80 mezarı ile aynı çukurda, düz semerdam tipinde, kremasyon gömünün uygulandığı M82’de, birinin boyun kısmı tahrip olmuş 5 pişmiş toprak unguentarium, 1 tek kulplu küçük kap, 1 lagynos, parçalanmış 1 pişmiş toprak kandil ve 1 kırık bronz yüzük ele geçmiştir (Resim: 2 ).

D4d açmasındaki taş döşeli yolun güneyinde bulunan M83 mezarı kuzeybatı-güneydoğu yönünde, -185 cm. kotunda, üzeri semerdam tipinde kiremit kaplama ve 165×55 cm. ölçülerindedir. Kremasyon gömünün yapıldığı mezarda, biri kırık 2 pişmiş toprak unguentarium ele geçmiştir.

Açmanın ortasında kalan taş döşeli yolun hemen üzerinde, doğu- batı yönünde yer alan M78 mezarı ise -130 cm. kotunda ve 195×65 cm. ölçülerindedir. Mezarın kuzey kenarı M81 mezarı tarafından tahrip edilmiştir. İnhumasyon gömünün uygulandığı mezarın kaplama plakaları üzerinde 2 cam unguentarium; mezarın içerisinde ise kırık vaziyette 2 pişmiş toprak kandil, 1 pişmiş toprak lagynos, 1 pişmiş toprak unguentarium, üzerine çeşitli figürlerin işlendiği çift kulplu kap ve iskeletin ağzından 1 korozyonlu bronz sikke ele geçmiştir ( Resim: 3 ).

Aynı açmanın kuzeybatı kısmında bulunan M81 mezarı dışbükey semerdam tipinde, kuzeydoğu-güneybatı yönünde, -180 cm. kotunda ve 175×50 cm. ölçülerindedir. Kremasyon gömünün uygulandığı mezardan ele geçen demir çiviler, cesedin ahşap tabutla birlikte yakılarak gömüldüğünü akla getirmektedir. Mezardan 1 demir strigilis, 1 cam aryballos, 2 şişe dipli pişmiş toprak unguentarium, 1 geniş karınlı lagynos ve 1 tek kulplu kap ele geçmiştir. Ayrıca küçük bir hayvana ait kemiklerin ele geçmesi mezara ölü yemeği konulduğunu da göstermektedir.

D4b açmasındaki çalışmalarda -145 cm. kotunda ortaya çıkan TSM6, 299×90 cm. ölçülerindedir. Çalışmalar sırasında güney yarısı ortaya çıkınca, mezarın tamamına ulaşmak amacıyla D4d açmasına doğru yaklaşık 1 m kadar girilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda yer alan ve üzeri iki kumtaşı blokla örtülü, taş sandık tipindeki mezarın içerisinde ele geçen, uçları kıvrık demir çivilerin üzerinde ahşap kalıntıların olması, ahşap tabut içerisinde inhumasyon gömü yapıldığını göstermektedir. Mezardan 1 bronz iğne, 1 aşırı tahrip olmuş pişmiş toprak lagynos, 5 pişmiş toprak unguentarium, 3 cam unguentarium ve 1 pişmiş toprak kandil ele geçmiştir .

TSM6 mezarının doğu yarısının üzerinde yer alan, 215×75 cm. ölçülerindeki TSM7 mezarı toplam 5 kumtaşı bloğun semerdam oluşturacak biçimde çatılmasıyla meydana getirilmiştir. Bu blokların üzerlerindeki kenet/ çatma profilleri izleri ve farklı keski izleri bunların daha öce kullanılmış iki farklı taş sandık mezardan devşirildiklerini göstermektedir. Mezar içerisinde birkaç kemik parçası ve külden başka bulguya rastlanmamıştır.

E5b Açması: Lahit Platformunun kuzey kısmında ve E4d açmasının güneyinde, daha önce Çanakkale Müzesi tarafından kısmen kazılmış kesimde yürütülen çalışmalarda tespit edildiği anlaşılan 5 mezar ortaya çıkarılmıştır. Bu mezarlardan M73, E4d açması ile E5b açması arasında -175 cm. kotunda yer almaktadır. Bir kafatasına ait kemik parçalarının bulunduğu mezarda, 2 korozyonlu bronz sikke, 1 bronz ayna, 1 paslı demir çivi, biri kırık 2 konik ayaklı pişmiş toprak unguentarium bulunmuştur.

Güney yarısı Çanakkale Müzesi Kurtarma Kazısında ortaya çıkan Lahit Platformunun altında bulunan, -175 cm. kotundaki M74 mezarı kuzeydoğu-güneybatı yönünde ve 110 cm. uzunluğundadır. Düz semerdam tipindeki mezarın dışında biri kırık vaziyette 2 soğan gövdeli pişmiş toprak unguentarium, kırık pişmiş toprak kandil ile keulesine sarılmış pişmiş toprak “Çocuk Herakles” figürini bulunmuştur. Mezar içerisinden ise, 1 pişmiş toprak kandil, 1 pişmiş toprak soğan gövdeli unguentarium ve 1 pişmiş toprak lagynosa ait boyun kısmı ele geçmiştir. Ayrıca mezarın içi ve çevresinde küçük kemikler bulunmuştur.

Lahit Platformunun kuzeybatı köşesinde, M74 ile aynı derinlikte bulunan M75’te, 2 parça halindeki mezar plakaları çevresinde küçük kemikler dışında herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır.

E5b açmasında yer alan M76, dışbükey semerdam tipinde, kuzeydoğu- güneybatı doğrultusunda, kremasyon gömüye sahiptir ve güney kısmı Lahit Platformunun altında devam etmektedir. M74 ve M75 mezarında bulunan küçük kemiklerden M76 mezarının kuzeybatısında da bulunmuştur. Kremasyon gömünün uygulandığı, mezar -210 cm. kotundadır. Mezar içerisinden 5 pişmiş toprak unguentarium, 1 pişmiş toprak tek kulplu kap, 1 cam bardak ve kömürleşmiş durumda bir iğ ele geçmiştir.

M76’nın kuzey-batı bitişiğinde yer alan M77 mezarı -220 cm. kotunda kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda ve inhumasyon gömüye sahiptir. Mezarın etrafında ele geçen çivilerden ahşap tabutla gömüldüğü ve yaklaşık 35×130 cm. ölçülerinde olduğu anlaşılmıştır. Mezardan 4’ü kolsuz, biri taht üzerinde oturan 5 pişmiş toprak Aphrodite figürini, 1 pişmiş toprak unguentarium, 1 tek kulplu seramik kap ve 1 bronz iğne ele geçmiştir ( Resim: 4 ).

Nekropolde bugüne kadar çalışılan alanının kuzeyindeki F3a açmasında hangi seviyeye kadar kullanımın olduğunu anlamak amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, F3a’nın güneybatısında, bir kısmı F3c açmasının kuzeybatısında yer alan TSM5 ortaya çıkarılmıştır. – 50 cm. kotunda ortaya çıkarılan TSM5 170×45 cm. ölçülerindedir ve üzeri düz kiremitlerle kapatılmıştır (Resim 24). Doğu taraftaki kiremitlerin altındaki yanık izleri ve mezar içindeki yaklaşık 4-5cm. çapında kömürleşmiş ahşap parçaları nedeniyle kremasyon gömü yapıldığı anlaşılan mezarın, iç ve dış kısımlarındaki yanık izleri de dikkat çekmektedir. Mezarın batı ucunda 1 soğan gövdeli pişmiş toprak unguentarium ile üzeri beyaz astar ile kaplı 1 lagynos ve çift kulplu 1 kupa ele geçmiştir. TSM5’in çevresindeki yanık izlerinin batı kısmında 15 cm. daha iç kısımdan başlayıp, doğu uçta plakaların bitimine kadar devam etmesi ve doğu kısmının kırık olması mezarın ikinci kez kullanıldığını göstermektedir. F4a açmasında TSM5’ten sonra ana kayanın başladığı daha alt seviyede kullanım olmadığı anlaşılmıştır.

E4b Açması: Açmanın güneydoğu köşesinde, güneybatı-kuzeydoğu yönünde ortaya çıkan M86 mezarı düz semerdam tipinde, 177×45 cm. ölçülerinde ve -200 cm. kotundadır. Kremasyon gömünün uygulandığı mezarın ortalarında kırık 1 iğ gövdeli pişmiş toprak unguentarium, 1 iğ gövdeli unguentariuma ait boyun ve kaide kısmı ile mezarın etrafından, ahşap tabut içerisinde gömü yapıldığını düşündüren iki parça çivi ele geçmiştir.

F4a açmasının güneybatı köşesinde, kuzey yarısı 2005 çalışmalarında ortaya çıkarılan M19 mezarının F4a açmasının içinde kalan kısmı, 90 cm. uzunluğunda, dışbükey semerdam tipinde ve kremasyon gömüye sahiptir. Mezarın içinden 1 küçük cam unguentarium, boyun kısmı kırık 1 cam unguentarium, 1 kemik saç tokasına ait parçalar, 1 pişmiş toprak lagynos, 2 pişmiş toprak unguentarium, 1 kemik iğneye ait iki parça ve şekilsiz bronz parçaları ele geçmiştir.

Yine F4a açmasının güneybatı köşesinde -145 cm. kotunda yer alan M87mezarı 102×55 cm. ölçülerinde bir ahşap tabut mezardır (Resim: 5 ). Mezarın kuzey, güney ve batı yanlarına dizilmiş 4 pişmiş toprak Herme, 7 Horoz, 4 kanatlı Eros, 5 Eros, 1 güvercin, aşırı tahrip olmuş 1 domuz, aşırı tahrip olmuş 1 köpek, 1 oturan kadın figürini, 1 kantaros, 1 lagynos, 1 küçük kandil, 1 pişmiş toprak elma, 1 küçük bronz bilezik, bir kolyeye ait parçalar ve mezarın etrafında çok sayıda çivi ele geçmiştir. Mezar içerisinden ele geçen hediyeler mezarın bir kız çocuğuna ait olduğunu göstermektedir. Ancak, iskeletin birkaç diş ve sağ kol kemiği dışındaki bölümü erimiştir.

Nekropol alanının kuzeyinde yer alan yamaçta, nekropol zemininden 480 cm. daha yüksekte, yağmur sularının kısmen ortaya çıkardığı bir mezar tespit edilmiştir. M69 olarak adlandırılan, dışbükey semerdam tipinde, 70×175 cm. ölçülerinde, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda, inhumasyon gömünün uygulandığı mezarda iskeletin baş kısmındaki pişmiş toprak mezar plakası üzerinde iç içe dairelerle bezeme yapılmıştır. Mezardan sadece iskeletin ağzından 1 korozyonlu bronz sikke ele geçmiştir. 2006 yılı nekropol buluntularını topluca değerlendirdiğimizde, değişik gömü tiplerinin uygulandığı mezarların, İ.Ö. I.yy.dan İ.S. I yy’a kadar uzanan süreçte yapıldıkları ortaya çıkmaktadır.

TİYATRO

Parion antik kenti 2006 çalışmaları kapsamında, kentin kuzey surlarının yakınında doğu yönünde konumlanmış olan tiyatro’da ilk kazılara başlanılmıştır (Resim: 6 ). Çalışmaların başlangıcında öncelikle yapının sahne binasını da içine alacak şekilde, 20×20 m. lik bir alan belirlenerek, yapıyı tamamen örten yoğun bitki örtüsü temizlenmiştir. Temizlik çalışmasının ardından, A1, A2, A3 ve A4 olarak isimlendirilen açmalarda kazılar gerçekleştirilmiştir.

Sahne binası yükseltisinde, kuzey güney yönde, A1 olarak isimlendirilen 5×5 m. lik açma ile kazı çalışmalarına başlanmıştır. Yaklaşık 30 cm.’lik yoğun bitki kökleriyle örtülü yüzey toprağının altında, kuzey güney yönünde uzanan, 210 cm. genişliğinde, tiyatronun kaveasına ait taşların devşirme olarak kullanıldığı bir Geç Dönem duvar kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. A1 açmasında derinleştirilen çalışmalarda, duvarın 7 sıralı taş bloktan oluştuğu ve aşağıya doğru devam ettiği anlaşılmıştır. Duvarın orkestraya bakan yüzünde 250 cm. aralıkla 110×50 cm plasterlerle desteklendiği tespit edilmiştir (Resim: 7 ).

Tiyatronun sahne binasını ve orkestrayı ortaya çıkarmaya yönelik olarak A1 açmasına bitişik olarak A2 açması kazılmıştır. Geç dönem duvar yükseltisinin iç kısmında -250 cm. kotuna inilen açmada birkaç sırlı Doğu Roma seramiği parçası ve küçük mimari parçalar dışında önemli bir bulguya rastlanılmamıştır.

Tiyatroda ki çalışmalara, kaveadaki oturma sıralarını bulmaya yönelik olarak, A1 açmasının yaklaşık 18 m. batısında 2×2 m. ölçülerinde uygulanan A3 açmasıyla devam edilmiş, burada -120 cm. kotta ana kayaya rastlanmasıyla, çalışmaya son verilmiştir.

Tiyatroda son olarak sahne binası duvarının güney kısmındaki devamını tespit için A1 açmasının 20 m. güneyinde 4×4 m. ölçülerinde A4 açması gerçekleştirilmiştir. Burada da yüzey toprağının hemen altında ortaya çıkan duvarın -210 cm. kalınlıkta olduğu ve A1 açmasındaki duvarın güney uzantısı olduğu anlaşılmıştır (Çizim: 2 ).

 

SONDAJLAR

Parion 2006 yılı çalışmalarının bir bölümünde antik kaynaklardan varlığını bildiğimiz, ancak kentin neresinde yer aldığını bilemediğiz yapı kalıntılarının ve yüzeydeki yoğun bitki örtüsü altındaki duvarların kimliğini belirlemeye yönelik olarak, kentin değişik noktalarında sondajlar açılmıştır. Sondaj1 ve Sondaj 2 Grupları tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda:

SONDAJ 1 GRUBU

Sondaj 1 Grubu çalışmaları “Harman Yeri” olarak adlandırılan alanda SDJ1-1, SDJ1-2, SDJ1-3, SDJ1-4 ve SDJ1-5 adlarıyla 5 açmada gerçekleştirilmiştir.

Sondaj 1 Grubunun 1. Açması: Tiyatronun yaklaşık 200 m. güney-doğusundaki tarla yolunun sağında, 3×3 m. ölçülerinde gerçekleştirilmiştir. Açmada -100 cm. kotta kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu 2 duvar tespit edilmiş, duvarların işlevini anlamaya yönelik devam eden çalışmada ise, doğu-batı doğrultulu duvara paralel uzanan bir moloz taş duvar daha ortaya çıkarılmıştır (Resim: 8 ). Açmada gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, kuzey-güney doğrultulu duvara bitişik kalıntıların merdiven olduğu anlaşılmıştır. Burada ortaya çıkan seramikler ve duvarların işçiliğine bakılarak kalıntıların Geç Dönemden olduğu düşünülmüştür.

Sondaj 1 Grubunun 2. Açması: Tiyatronun yaklaşık 60 m. güney doğusundadır. Yol yüzeyinde tespit edilen 2 mezar, 3×3 m. ölçülerinde bir açma içerisine alınmış ve etrafı taş döşeli, 50×200 cm ölçülerindeki 1. mezarda, doğu-batı yönünde, daha önceki gömüye ait kemiklerin güney yana toplanmasıyla yatırılan, başı güneyde bir erkek iskeleti dışında herhangi bir buluntuya rastlanılmamıştır. Güneydeki diğer mezar da etrafı bir sıra taşla çevrilmiş ve 35×100 cm ölçülerindedir. Öncekinin başı doğuya, sonraki gömünün batıya olmak üzere iki çocuk iskeletinin bulunduğu mezarda, iskelet dışında herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.

Sondaj 1 Grubunun 3. Açması: 1. açmanın yaklaşık 15 m. batısında 3x3m ölçülerde açılmıştır yüzeydeki bitki örtüsü temizlendikten sonra ortaya çıkan duvarın kuzeyinde gerçekleştirilmiştir. Bu alanda doğu-batı ve kuzey-güney yönünde iki duvar açığa çıkarılmıştır. Doğu-batı doğrultulu, 83 cm. genişliğindeki duvarda, kaliteli işçiliğe sahip devşirme taş bloklar kullanıldığı anlaşılmıştır. Açmanın kuzeybatı köşesinde birleşen bu iki duvarı anlamaya yönelik devam eden çalışmada ise, iç kısımda -45 cm. kotta bir depo kabı ile karşılaşılmıştır. Parçalar halinde ele geçen depo kabının yaklaşık yüksekliği 170 cm. genişliği ise 132 cm.’dir ( Çizim: 3 ).

Sondaj 1 Grubunun 4. Açması: Tiyatronun yaklaşık 200 m. güneydoğusunda, 3. açmanın 5 m. kuzeyinde yer alan, 15 m. uzunluğundaki, güney duvarı korunmuş olan yapının işlevini anlamaya yönelik olarak açılmıştır. Yapının düzgün kesme taştan yapılmış duvarının işçiliği oldukça kalitelidir. 4. açmada -25 cm. kotta doğu-batı doğrultulu, orijinal duvarı dik kesen moloz taşlardan yapılan geç dönem bir temel kalıntısı ile karşılaşılmıştır. Orijinal duvarın güneyinde yapılan çalışmada, bu duvarın bazı yerlerde kademeli olarak 3 sıra korunduğu tespit edilmiştir.

Sondaj 1 Grubunun 5. Açması: 4. açmanın doğusundaki orijinal duvarın devamını ortaya çıkarmak ve 4. açmada tespit edilen geç dönem duvarlarının işlevini anlamaya yönelik olarak 5×5 m. ölçülerinde gerçekleştirilmiştir. 5. açmada da üst seviyede orijinal duvarı dik kesen 3 ayrı geç dönem moloz taş duvar tespit edilmiştir. Çalışmalar sırasında açmanın doğu sınırına paralel, kuzey-güney yönünde giden ve orijinal duvar ile aynı işçiliğe sahip bir başka duvar daha ortaya çıkarılmıştır. Bu duvarın sadece altta iki sırası, üstte de bir sırası korunmuştur. İki ayrı açmadaki orijinal duvarlar düşünüldüğünde bu bölümde kuzeye doğru bir girinti yapıldığı, belki de bir kapı açıklığı bırakıldığı tahmin edilebilir. Kuzey yönünde uzanan duvara geç dönemde tekrar bir ekleme yapılmıştır. Giriş olduğu tahmin edilen bu bölümün işlevi ileride yapılacak çalışmalarla netlik kazanacaktır (Resim: 9 ).

SONDAJ 2 GRUBU

Sondaj 2 Grubunun 1. Açması: Tiyatronun yaklaşık 300 m. kuzey-doğusunda, köylüler tarafından “darphane” olarak adlandırılan, kentin kanalizasyon sisteminin denize ulaştığı alanda, 3×3 m. ölçülerinde açılmıştır. – 172 cm kotta kuzey batı yönünde uzanan 60 cm. genişliğinde iki sıra kaba taşla örülmüş bir duvar parçasından başka herhangi bir buluntuya rastlanılmaması üzerine çalışmaya son verilmiştir.

Sondaj 2- Grubunun 2. Açması: Tiyatronun yaklaşık 60 m. kuzey doğusunda, bir elektrik direğinin dikimi sırasında bazı boyalı duvarların çıktığı söylenen alanda, 3×3 m. ölçülerinde çalışmaya başlanmıştır. Daha sonra 2. açma güney ve doğu yönlerine doğru 1’er metre genişletilerek çalışmalara devam edilmiştir. Duvarların birbirleriyle 90 derece kesişerek kuzey-güney ve doğu-batı yönünde devam ettikleri anlaşılmıştır. Duvarların kesişme noktasında iç çapı 14,7 cm., dış çapı 19 cm., cidarı ise, 2,5 cm. ve korunabilen yüksekliği 79 cm. olan muhtemelen havalandırma yada ısıtma sistemine ait pişmiş toprak künk ağzı tespit edilmiştir. Ayrıca bu künkle bağlantılı olduğu düşünülen kuzey-güney duvarının güney uzantısının doğuya bakan yüzünde 15×17 cm. ölçülerinde dikdörtgen bir kanal ağzı ortaya çıkarılmıştır ( Resim: 10 ).

SDJ2 – 2 açmasında, – 290 cm. kota ulaşılan güney doğu köşede, profilli süpürgelikler tespit edilmiştir. Zeminin sıkıştırılmış toprak üzerine renkli mermerlerden oluştuğu, ancak çok az bir kısmının korunduğu görülmüştür.

SDJ 2- 2 açmasında güney doğu köşede zemine ulaşılmasıyla açma bu defa kuzey ve doğu yönlerinde 1’er metre daha genişletilerek 5x5m. ölçülerine getirilmiş ve çalışmalara kuzey-doğu kısımda düzgün sıvalı duvarın bulunduğu kesimde devam edilmiştir. -120 cm. kotunda kaliteli beyaz mermerden yapılmış, çok iyi işçilikli, bir tarafı tahrip olmuş bir korinth başlığı ele geçmiştir. Başlığın yaklaşık -20 cm. altında ise kare şekilli, alt kısmı oldukça tahrip olmuş, ortasında kenet ve kurşun akıtma oluğu bulunan, üst tablası dışa taşkın profilli mermer bir altlık ortaya çıkarılmıştır. Bu seviyede ele geçen mermer parçaları bu altlığa ait olmalıdır. -220 cm. kotta 89×84 cm. ölçülerinde ortasında kenet deliği ve kurşun akıtma oluğu ile üzerinde 3 adet korozyonlu sikkenin yer aldığı mermer bir kaide ve aynı seviyede doğu ve kuzey yöne devam eden iki mermer blok daha ortaya çıkarılmıştır. Bu blokların bir villa ya da hamam olması muhtemel yapıda sütunlu bir avluya ait olabileceği düşünülmüştür.

-280 cm. kota ulaşılan 2. açmada, zeminde korunabilen uzunluğu 79 cm. genişliği ise 27,5 cm olan 4 silmeli mermer bir blok tespit edilmiştir. Profilli mermerin hemen önünde yassı tuğla, üzerine harç ile tutturulmuş renkli mermerlerin kullanıldığı kaplama bir zemin ortaya çıkarılmıştır. Ancak sadece bir iki renkli mermer parçanın korunduğu ve zeminin büyük oranda tahrip olduğu gözlenen bu alanda, mermer blok ile tuğla levhaların arasında görülebilen aralıktan zeminin altında yaklaşık -20 cm. bir boşluk olduğu ve zeminin alttan çapraz olarak tuğla levhalarla desteklendiği görülmüştür.

2. açmada mimari kalıntıların yanında 8 cm. çapında oldukça korozyonlu bronz bir ayna, bir kandil parçası ve korozyonlu bir çivi ile korozyonlu bir sikke ele geçmiştir.

 

RESTORASYON – KONSERVASYON – KORUMA ÇALIŞMALARI

Kazı çalışmalarında çok sayıda pişmiş toprak figürinler, değişik formlarda seramik kaplar, kandiller ve cam eşyalar bulunmuştur. Elde edilen bu buluntular titizlikle tasnif edilerek, kayıtlara geçirilmiş. Ancak özellikle Nekropol alanında daha önce ağır iş makineleriyle çalışıldığından eserlerin çoğu parçalar halinde ele geçmiştir. Çıkan eserlerin kazı alanında kurulan çadır ve kazı ekibinin kaldığı okulda ayrılmış bir bölümde, temizliği ve restorasyonu yapılmıştır .

Ayrıca kazı evinde, kazı heyeti nezaretinde arkeoloji öğrencileri için ayrılmış çalışma mekanlarında, arazi çalışmalarının bitiminde çalışma ve değerlendirmeler devam ederken çizim ve fotoğraf alışmaları da sürdülmüştür.

Kazı Ekibi, Çanakkale Müzesi ve Askeri Deniz Müzesi ile Gelibolu Şehitliğine ve Assos ve Troia’ya bilgilenme gezisi gerçekleştirmiştir.

25.07.2006 günü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Turan TAKAOĞLU, Çanakkale Müze Müdür Vekili Tevhid KEKEÇ ve Çanakkale Müzesinden Arkeolog Musa TOMBUL kazıyı ziyaret etmiştir.

12 ve 14 Ağustos 2006 tarihlerinde, kazı alanlarında korumaya yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bazı kısımlarda naylon serilerek üzeri toprakla örtülmek suretiyle tedbirler alınmıştır. 14.08.2006 günü kazı evi olarak kullanılan Kemer Köyü İlkokulu Binasındaki kamp toplanarak okul eski haline getirildi ve kazı ekibi köyden ayrılmıştır.

Geçen yılki kazıların ardından, Parion’un değişik bölgelerinde gözlenen kaçak kazı çukurları yanında, Prof. Dr. Cevat BAŞARAN ve ekibinin 2005 yılında nekropolde gerçekleştirdiği arkeolojik kazıdan sonra, kış yağmurlarıyla aşınan açma kenarında, pişmiş toprak levha kaplama bir mezar ortaya çıkmış ve içerisinde yer alması muhtemel eserler tahta parçalarıyla kurcalanarak yok edilmiştir (Resim 30). Çok geniş bir sahayı kapsayan Parion antik kenti ve kalıntılarının korunabilmesi için bir bekçinin görevlendirilmesi gerekmektedir.

Parion gibi önemli bir kentte kısa süreli çalışmalarla istenen sonuçların alınması çok güçtür. Kazı ekibinin bütün iyi niyetli çalışması ve öğrencilerin özverisine rağmen kazıların acil olarak sponsor desteğini ihtiyacı vardır. Kazı evi olarak kullanılan ilkokulun yetersiz tuvaletleri duş mekânı olarak da kullanıldığından kısa sürede tıkanmış, sorun yaklaşık bir haftalık girişimler sonucunda, yetersiz personele sahip Balıklı çeşme belde belediyesinin özverili itfaiyecileri tarafından çözülmüştür. Parion Kazısı özellikle yerel yetkililerden ilgi ve destek beklemektedir.