Odeion, 1050 kişilik kapasitesiyle kentin resmi toplantılarının, müzik gösterilerinin ve kış tiyatrosu olarak oyunların sergilendiği, Parion’un en iyi korunagelmiş yapılarının başında gelir. Tiyatronun yaklaşık olarak 200 m güneydoğusundaki tepe yamacı üzerine kurulan yapıda ilk çalışmalar 2009 yılında başlamıştır. Günümüzde kavea, orkestra, sahne binası, analemma duvarı ve tonozları gün yüzüne çıkarılmış olup, çevreden soyutlama çalışmaları ile birlikte restorasyonu devam etmektedir. Elit tabakaya hizmet etmesi ile bilinen bu yapı, hem kentin ekonomik gücünü hem de sosyo-kültürel yapısını gözler önüne sermektedir.
Kaveası, 5 ışınsal merdivenle 4 oturma sırası bloğuna ayrılmış, yarım ay biçimli 19 oturma basamağına sahiptir. Kaveayı 4 bölüme ayıran bu beş sıra merdivenden her biri, her oturma sırasına ikişer adet denk gelecek şekilde toplamda 38 er merdiven basamağına sahip olup; bu basamaklardan oturma sıralarının üzerine denk gelen her bir basamağın iki yanında tanrı Dionysos ile özdeşleşen birer panter ayağı bulunmaktadır.
Yarım daire planlı orkestrası, merkez odaklı olarak ve geometrik desende yapılmış opus sectilelerle döşelidir. Opus sectile, merkezi iki büyük kare çerçeve oluşturularak ikinci kare çerçeve içi 9 kareye bölünmüş, kareler içinde köşe ve ortada daire olmak üzere bir daire bir kare şeklinde kesilerek düzenlenmiştir.
Orkestranın ön kısmında kavea kenarlarından sonraki, yaklaşık 1 m genişlikteki paradostan sonra başlayan kuzey-güney doğrultulu sahne binası, kaveaya bakan kuzey ve güney uç kısımlarındaki köşe konsollarından itibaren yaklaşık 22.55 m. uzunluğa ve ortalama 4.75 m genişliğe sahiptir. Yapının sahne binasında gerçekleştirilen çalışmalarda, sahne binası üzerindeki yangınla sonlanmış tahribat tabakası içerisinde, bazı parçaları bu yangın sonucu tamamen tahrip olmuş, Artemis – Diana heykeli ile diğer heykeltıraşlık eser parçaları dikkat çekici niteliktedir. Yapı yansıttığı mimari özellikler ve ele geçen arkeolojik bulgularla MS 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Tanrıça, sol elinde tuttuğu yay ve sol el orta parmağı altına sıkıştırılmış ok ile sol yanında duran kütüğün üzerine yerleştirilmiş sıçrar durumdaki köpek-tazı ve önündeki geyik-ceylan başı ve olasılıkla sırtındaki sadak ile betimlenmiştir. Yaklaşık 1,70 metre yüksekliğinde, kaliteli beyaz mermerden yapılmış olan heykel, bugüne kadar ele geçen Tanrıça Artemis-Diana heykelleri arasında çok yakın bir benzeri bulunamayan, özgün bir kompozisyonla tasvir edilmiştir.
Yapının oturtulduğu yamacın kuzey kısmındaki topografik yapı göz önünde bulundurularak, yapının kuzey kısmının üç tonoz üzerine oturtulduğu söylenebilir. Yapıyı dış kısımda, kaveanın yarım daire planıyla paralel biçimde çevreleyen, yaklaşık 1.50 m kalınlığındaki analemma duvarı ise kuzey batı kısımda bir destek payandasına sahiptir.
Yapıda gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda, yapının, orkestrası, sahne binası iç kısmı ve tonozlarda yoğun bir yangın tahribatı izi de göze çarpmaktadır. Bu yangın tahribatı içerisinden ve üzerinden ele geçen çok sayıdaki sikke ve seramikler göz önünde bulundurularak yapının MS 4. yüzyıl sonları ile MS 5. yüzyıl başlarında bu yangınla tahrip olduğu anlaşılmaktadır. Kazılarda ele geçen sikke ve seramiklerin yanı sıra, yangın katmanının altından ele geçen MS 2. yüzyıl tarihli sikkeler, seramikler, heykeltıraşlık eserleri ve mimari parçalar yapının olasılıkla MS 2. yüzyıl ortalarında inşa edildiğini göstermektedir.
Parion Odeion’unda Görsel Estetik ve Akustik
Antik Çağ’da mimarlar, tiyatro ve odeionlarda görsel estetiği ve akustiği sağlamak için arazinin yapısı, oturma sıralarının eğimi ve yüksekliği gibi mimari uygulamaları hayata geçirmişlerdir. Parion Odeionu’nda, konuşmaların ve gösterilerin izleyici açısından en iyi şekilde görünmesi ve duyulması için oturma basamakları doğuya bakacak şekilde dizayn edilmiştir. Öğlenden sonra güneşi seyircinin arkasına alarak ışık gölge oyunlarına ve bu görsel şölene uygun zaman mimarların yaratıcı uygulamaları ile sağlanmıştır.
Parion Odeionu’nda öne çıkan diğer bir uygulama ise oturma basamaklarının aralarındaki iç bükey olarak yontulan girintilerdir. Bu girintiler ile ses pürüzsüz bir tonda hem yakına hem de uzağa yaklaşık aynı düzeyde ulaşarak akustik mükemmel olarak sağlanmıştır.
Odeion’un Doğusu’nda Yer Alan Şifalı Su Kuyusu
Antik yazarlar tarafından, Parion’dan çıkan bir kuyu suyunun iyileştirici özelliğine, cilt ve mide rahatsızlıklarına faydalı olduğu belirtilmiştir. Odeion’dan bağımsız olarak, yapının yaklaşık olarak 30 m doğusunda yer alan su kuyusunun kentin erken dönemlerinden itibaren günümüze kadar kullanılıyor olması ise bu bilgiyi destekler niteliktedir. Bu önemli bilgiyi Parion Roma Hamamı’da bulgularına rastlanan Hygieia kültünün yanı sıra antik yazar Strabon ve Plinius’un bahsettiği Parionlu Ophiogenes kadınlarının yılan ısırılmalarına karşı dokunarak şifa verdiği bilgileri ile birlikte değerlendirerek kentin önemli bir tedavi merkezi olduğu söylenebilir.